Türkiye’de Kadınların İşgücüne Katılımının Belirleyicileri


İşgücü piyasası, işgücünü arz ve talep edenlerin bireysel koşullarından etkilenebilir. İş gücü arzının içeriği, çalışan zevkleri, aile içindeki sorumlulukları, gelire yönelik tercihleri gibi davranışsal faktörlerden etkilenir. Meslekleri de bu yönde değişkenlik gösterebilir.
Ekonominin kalkınmasının temel koşulunun üretim faktörlerinin etkin kullanımı olduğunu düşündüğümüzde, işgücünün etkin kullanımında kadınlara yönelik cinsiyet ayrımcılığı yapılmaktadır. Bu durum da işgücü piyasasında olumsuzluklara yol açmıştır.
Kadınların işgücü piyasasında yaşadığı problemlere örnek olarak; emek-yoğun işlerde az kadın çalıştırılması, bilgi sektöründe istihdamları, sosyal güvenceden yoksun olmalarıdır. Bütün bunların yanında çalışmadan ve çalışırken yaşadıkları cinsiyet ayrımcılıkları da kadınların işgücü piyasalarına girmelerinde engel oluşturmuştur.  Kadınların işgücüne katılması demek, ekonomik kalkınmanın varlığı demektir.  Ancak ücretli çalışmanın yaygınlaştırılmadığı Türkiye’de, kadınlara işgücü piyasasında hala gereken önem verilmemektedir.
                              
Türkiye’de Kadınların İşgücüne Katılımını Etkileyen Faktörler

Yıllar
Kurumsal Olmayan Çalışma Çağındaki Nüfus (Bin)
İşgücü (Bin)
İstihdam Edilenler (Bin)
İşsiz (Bin)
İşgücüne Katılma Oranı (%)
İşsizlik Oranı (%)
İstihdam Oranı (%)
1990
18.045
6.160
5.637
523
34,1
8,5
31,2
1995
20.787
6.427
5.958
470
30,9
7,3
28,7
2000
23.295
6.188
5.801
387
26,6
6,3
24,9
2005
24.685
5.750
5.108
642
23,3
11,2
20,7
2010
26.740
7.383
6.425
959
27,6
13
24
Kaynak: TUİK, www.tuik.gov.tr
1990-2010 yılları arasındaki kadının işgücü içindeki yerini gösteren tabloyu incelediğimizde, istihdam edilenlerin, işgücünün ve kurumsal olmayan çalışma çağındaki nüfusun yıllara göre arttığını görmekteyiz. Ancak bu artış aynı zamanda işsizlik oranında ve işsiz sayısında da geçerlidir. Bu durumdan çıkarılacak sonuç, tam anlamıyla kullanılamayan işgücü potansiyelinin varlığı ve iş sahasının artmakta olan işgücüne yetmemesidir. İşgücüne katılma oranının ise 1990 yılından 2010 yılına kadar yaklaşık %7 oranda azaldığı sonucu çıkarılabilir.

·    Eğitim Durumuna Göre Kadın İşgücü

Yapılan araştırmaların birçoğuna göre, eğitim seviyesi ile işsizliğin ters orantılı olduğu belirtilmektedir.

Yıllar
Okuma-Yazma Bilmeyen
Okuma-Yazma Bilen Fakat Bir Okul Bitirmeyen
Lise Altı Eğitimler
Lise ve Dengi Meslek Okulu
Önlisans-Lisans
1990
31,6
34,8
26,65
47,4
80,5
1995
28,4
25
23,85
40,65
73,8
2000
25,2
22,2
15,90
35,25
70,1
2005
15,6
18,2
18,53
31,85
69,1
2010
16,3
20,4
23,40
35,1
71
Kaynak: TÜİK, www.tuik.gov.tr
Tabloya baktığımızda, öncelikle kadınların işgücüne katılım oranında bir düşüş yaşanmasıyla beraber, bütün eğitim düzeylerinde bir düşüş yaşandığını gözlemlemekteyiz. Bu açıdan baktığımızda, bu düşüşün okuma yazma bilmeyen ve bilen fakat bir okul bitirmeyenlerde daha büyük oranda gerçekleşmesi olumlu bir durumdur. Ön lisans ve lisans mezunlarının diğer eğitim düzeylerinde de yaşanabileceği üzere, cinsiyet ayrımcılığından dolayı işsizlikle karşı karşıya kalabilmektedir. Eğitim düzeyi arttıkça kadınların emek piyasasında yüksek gelir kazanabileceği daha iyi nitelikli mesleklerde çalıştığı takdirde işgücüne katılım oranları yükselecektir. Bu sebeple eğitim düzeyi işgücüne katılım oranını en çok etkileyen faktörlerdendir. Bir diğer durum,  eğitimin çok da gerek olmadığı, emek yoğun işlerde uygulanan düşük ücret ve çalışma koşullarının iyi olmaması, kadınların işgücüne katılımını olumsuz etkilemektedir. Lise ve altı eğitim düzeyindeki bireylerin bu şekilde çalışması işgücüne katılım oranını etkilemektedir.

Türkiye’de Kent-Kır Ayrımına Göre Kadının İşgücüne Katılımı

Kırdan kente göç durumunda kadının işgücüne katılım oranının zarar gördüğü göz önünde bulundurulmalıdır. Kadın işgücüne katılım oranının, kentte kırsal kesime oranla daha düşüktür. Kırsal kesimdeki kadın, ücretsiz aile işçisi sıfatıyla işgücüne katılmaktadır ve böylece kadının işgücüne katılım oranı kırsalda daha da yükselmektedir. Yakın dönemde kırsaldan kente göçün artmasıyla ve kadının eğitim düzeyinin düşük olması nedeniyle kente işgücüne katılamaması da kadının işgücüne katılımını etkilemiştir.

Tablo 3: Türkiye’de Kent-Kır Ayrımına Göre Kadının İşgücüne Katılım Oranları (%)



Yıllar
Kent
Kır
İşgücüne Katılım Oranları (%)
İşsizlik Oranı (%)
İstihdam Oranı (%)
İşgücüne Katılım Oranları (%)
İşsizlik Oranı (%)
İstihdam Oranı (%)
1990
17
23,4
13,1
52
3,4
50,2
1995
16,8
18,3
13,7
49,3
2,4
48,1
2000
17,2
13
15
40,2
2
39,4
2005
18,7
17
15,6
33,9
3,6
32,6
2010
24,5
21,2
17,5
35,9
5,8
36,4
Kaynak: TUİK, www.tuik.gov.tr
Tablodan da görüldüğü gibi, kentlerde işgücüne katılım ortalama olarak artarken, kırdaki iş gücüne katılım oranları azalmaktadır. Bu duruma gerekçe olarak kırdan kente göç yaşanması gösterilebilir. Bir başka durum ise kentlerdeki istihdam oranının 1990-2010 yılları arasında %13,1 oranından %17,5 oranına yükselmesi, kırda ise %50,2’den %36’lara düşmesidir. Oranlardaki farkların aynı olmamasının temel nedenlerinden biri nüfustaki artış ve bu artışla beraber işgücünün yeterli düzeyde sağlanamamasıdır. Kriz dönemi gibi istisnaları göz ardı ettiğimizde kentteki işsizlik oranı düşerken, kırdaki işsizlik oranı artmıştır. Ayrıca kırsal kesimde ücretsiz aile işçiliği oldukça yaygındır.

Sektörlere Göre Kadınların İşgücünün Katılımı

Tablo 4:  Sektörlere Göre Kadın İşgücünün Katılma Oranı (%) (15 yaş +)
Yıllar
Tarım
Sanayi
Hizmetler
1990
75
10
15
1995
71
9
20
2000
60
13
27
2005
46
16
38
2010
41
14
45
Kaynak: TÜİK, www.tuik.gov.tr
Tabloya göre,  1990 yılında tarım sektörünün kadın istihdamındaki payı %75 olarak gerçekleşirken, 2010 yılına bu oran %41’e düşmüştür. Hizmet sektörünün bu yıllar arasındaki oranı %15 ile %45 arasında artan bir şekilde ilerlemiştir. Sanayinin oranı ise %10’dan %14’e yükselmiştir. Türkiye’deki kadının istihdamdaki rolünün hizmet sektörü yönünde geliştiğini açıkça görmekteyiz. Tarım dışı sektörlerde olumlu gelişmelerin yaşandığı bu yıllara karşın, 2005 yılında çalışan kadınların yarısı tarım sektöründe istihdama katılmıştır.
Sektörlerin istihdamdaki paylarında yaşanan bu gelişmelerin en önemli nedeni, kırdan kente göç ile tarım sektöründen hizmet sektörüne doğru dönüşüm yaşanmış olmasıdır. Bu durumun sonuçlarından biri ise, tarım sektöründe ücretsiz aile işçisi sıfatıyla çalışan kadın nüfusun işgücüne katılımındaki oranın düşmesidir.

Yaşa Göre Kadınların İşgücüne Katılımı

Kadınların işgücüne katılımı yaş aralıklarına göre de değişiklik göstermektedir. Genç işçiliğin daha ağır olduğu Türkiye’de, genç kadınların işgücüne katılımı daha fazlayken, çocuk doğurduğu ya da evlendiği dönemlerde azalmaktadır. Doğum ve evlilikle azalan bu oran, ilerleyen dönemde tekrar artarken 50’li yaşlarda azalmaktadır. Ancak Türkiye’de çocuk doğurma ya da evlilik durumlarının ardından işe dönme ihtimalleri düşmektedir. Dönmek isteseler bile işe girememektedirler. Süreksiz bir çalışma yaşamına sahip Türkiye, kadının işgücüne katılımı açısından gelişmiş ülkelerle arasında büyük farklılıklar vardır.

Tablo5: Yaşa Göre Kadın İşgücünün Katılma Oranı (%) (15 yaş +)
Yıllar
15-19
20-24
25-29
30-34
35-39
40-44
45-49
50-54
55-59
60-64
65+
1990
38,4
40,7
35,8
36,3
37,4
37
35,4
33,1
30,3
22,2
9,3
1995
32,3
36,2
34,1
33,1
33,6
34,7
31
30,1
27,9
21,8
11
2000
24,4
31,5
31,7
29,4
29,7
28,3
25,5
25,6
24,3
18,6
11
2005
17,1
31,7
31,3
28,2
29,5
27,2
23,6
19,4
16
13,3
6,5
2010
17
36
38
35,7
37,4
36
28,7
23,4
19,1
15
5,9
Kaynak: TUİK, www.tuik.gov.tr
Tabloya göre 15 ile 19 yaş arasındakilerin işgücüne katılım oranı yıllar itibariyle düşmüştür. İş hayatı öncesi eğitim alıp iş hayatına atılma çabaları bu duruma neden olarak gösterilebilir. 60-64 yaşları arası da düşme eğilimindedir.

Günümüzde %29 civarında 15 yaşın üzeri kadın işgücüne katılmaktadır. Bu oranın artmasıyla ekonomik büyüme ve kalkınma gerçekleşeceğinden, hükümet tarafından kadınların işgücüne katılımları çeşitli politikalar ile, eğitim ile, sosyal medya aracılığıyla ve kadınlara daha fazla istihdam edebilecekleri kurumların artırılması ve iş olanakları yaratılması desteklenip ve teşvik edilmelidir.

Not: Yeni sayısal veriler elde edildikçe güncellenecektir.

Teşekkürler





Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Yetkinlik Bazlı Mülakat- STAR Tekniği

PAZARLAMADA SOSYAL MEDYA VE COCA-COLA ÖRNEĞİ